İtikâd Bozukluğu Nedir?
Tarihsel Arka Plan
Kelime olarak itikâd, gönüllü bağlılık, benimseme anlamına gelir. İslam düşünce geleneğinde ise “bir kimse tarafından asla şüpheye yer bırakmadan kalben kabul edilen esaslar” olarak tanımlanır. [1] Bu bağlamda itikâd, yalnızca bir fikir meselesi değil; bireyin dünya‑varlık‑üstünlük üçgenindeki duruşunu belirleyen bir yönelimdir. Zaman içinde İslam ilâhiyatında “itikâd bozukluğu” kavramı, doğru inanç esaslarından sapma hâlini tarif etmek üzere kullanılmıştır.
İslam dini tarihinde bu sapmalar genellikle akide (doğru inanç) ile ilgili tartışmalarda gündeme gelmiş; farklı mezhep ve ekoller itikâdın sınırlarını ve “bozulmuş itikâd” sayılan halleri kendi çerçevelerinde tanımlamışlardır. Bilindiği üzere, örneğin Hicrî 3. asırdan itibaren mezhep çeşitliliğinin artmasıyla birlikte “hangi mezhebin itikâdı sakındır” ya da “hangi inanç görüşü itikâdi sapma sayılır” gibi sorular önceliğini kazanmıştır. [2] Bu tarihsel akış, itikâd bozukluğu kavramının sadece bireysel bir inanç sorunu değil, cemaat, mezhep ve düşünce sistemleri açısından da önemli bir mesele olduğunu gösterir.
Günümüzde Akademik Tartışmalar
Akademik ilahiyat literatüründe “itikâdî sapma”, “mezhebî ayrılıklar”, “akide krizi” gibi kavramlar çalışılmaktadır. Örneğin, bir makalede İslam itikâdı açısından değişim konusu ele alınmış ve “dinî söylem ve toplumsal değişim bağlamında akide‑itikâd ilişkisi” irdelenmiştir. [3] Aynı zamanda, mezheplerin tasnifi ve akide sorunsalı üzerine çalışmalar, “hangi inanç görüşlerinin itikâd bozukluğu sayılacağı” sorusunu akademik düzeyde tartışmaya açmaktadır. [2] Bu çerçevede, itikâd bozukluğu yalnızca “yanlış inanç” kavramıyla değil, aynı zamanda inanç‐pratik bağlantısının kopması, şüphelerin artması, geleneksel akide çerçevesinin çözülmesi gibi daha geniş fenomenlerle de ilintilidir.
Günümüzde bireylerin itikâdî tutumlarında karşılaşılan sorunlar arasında şunlar sıralanabilir: inanç esaslarının bilgi seviyesinde kavranmaması, şüpheciliğin artması, sekülerleşme süreciyle dinî söylemin toplumsal etkisinin azalması, mezhepsel bilinçten sapmalar ve dinî metinlerin farklı yorumlara açık olması. Akademik literatürde bu tür etkenler, itikâdî zayıflama veya itikâd bozulması bağlamında değerlendirilmiş; ilahiyat fakültelerinde “sağlam akide”, “itikatî hastalıklar”, “sapma” gibi başlıklar altında analiz edilmiştir.
İtikâd Bozukluğu Ne Anlama Gelir?
Bu kavramı özetle şöyle ele alabiliriz: İtikâd bozukluğu, bir kimsenin İslam’ın temel inanç esasları (örneğin; Allah’ın birliği, peygamberlere iman, ahiret gününe iman, kitaplara iman, kader, vb.) ile bağdaşmayan görüşler benimsemesi veya benimsemiş gibi görünmesi hâlidir. Bu durum, sadece teori düzeyinde kalmaz; pratik inanç‑amel hattında da zayıflığa yol açabilir. Örneğin, bir kişi ibadetlerini yerine getirse bile inandığı şeyler akide düzeyinde sağlam değilse – yani temel inanç esaslarında şüphe ya da sapma varsa – itikâd bozukluğu söz konusu olabilir.
Geleneksel İslam ilahiyatı, “şüphe, inkâr ya da bâtıl inanışlara meyletme” gibi hâlleri itikâd bozukluğuna dâhil eder. Örneğin, bir forumda ifade edildiği üzere:
> “Doğru itikat; Allah’ın var olduğu, zaman ve mekândan münezzeh olduğu, onlara sınırlı olmadığıdır. Yanlış inançsa… Allah’ın haşa yüzü, eli‑ayağı olduğu, gökyüzünde bir koltukta oturduğu gibi inanışlardır.” [4]
> Bu alıntı, itikâd bozukluğu kavramının sadece ibadet ya da amelle doğrudan ilintili olmadığını; inanç düzeyindeki anlayışın da belirleyici olduğunu gösteriyor.
Etik, Epistemolojik ve Ontolojik Açıdan Düşünceler
Etik açıdan, bir inanç sisteminin sağlamlığı, bireyin davranışlarını, sorumluluk bilincini ve toplumsal tutumlarını etkiler. İtikâd bozukluğu, bireyin değer sistemiyle çelişen bir durum yaratarak ahlaki tutarlılığı zedeleyebilir. Etik açıdan sorulması gereken: “Sağlam bir itikâd, bireyin etik eylemlerini nasıl destekler? Bozulmuş bir itikâd, hangi etik boşlukları doğurur?”
Epistemoloji açısından, itikâd bozukluğu, bireyin “neye inanıyorum”, “inanışımın dayanağı nedir”, “bilgi düzeyinde bu inançlar ne kadar sağlam?” sorularını gündeme getirir. İslam açısından temel inanç esaslarının şüpheye açık olması ya da çok farklı yorumlara elverişli hâle gelmesi, epistemik bir kriz oluşturabilir. Dolayısıyla: “İtikâdın buza uğraması, bilgi kaynaklarının (vahiy, sünnet, akıl) güvenilirliğiyle nasıl bağlantılıdır?” sorusu önem kazanır.
Ontolojik açıdan, inanç düzeyi bireyin varlıkla ilişkisini şekillendirir: “Kimim?”, “Varoluşumun anlamı nedir?”, “Tanrı‑insan‑evren ilişkisi nasıl olmalıdır?” gibi sorular. İtikâd bozukluğu, bu temel varlık sorgularında sapmalar yaratabilir. Örneğin kişi, Allah’ın birliği hakkındaki anlayışında problemi varsa, ontolojik tutarlılığı zedelenmiş demektir. Bu bağlamda şöyle düşünebiliriz: “İtikâd bozukluğu, bireyin evrendeki yerini algılamasını nasıl etkiler? Varlık alanında güven telakkisini nasıl aşındırır?”
Sonuç ve Düşündürücü Sorular
İtikâd bozukluğu, sadece “yanlış inanış” olarak ele alınmamalıdır. Temelde inanç‑bilgi‑varlık üçlüsündeki tutarsızlığı, şüphenin artışını, bireyin hem iç dünyasında hem de toplumsal düzeyde etkilerini barındırır. Günümüzde, bilgi çokluğu, yorum çeşitliliği ve değer değişimi ortamında, itikâdî sağlamlık sorunu gündeme gelmiştir. Bu nedenle bireyler için olduğu kadar toplumsal hayat için de önemlidir.
Düşündürücü sorular:
– Sağlam bir itikâdı nasıl tanımlarız? İtikâdın “bozulmuş” olduğunu değerlendirmek için hangi kriterler geçerlidir?
– Bilgi kaynaklarının güvenilirliği arttıkça mi itikâd sağlamlaşır yoksa modern şüphecilik sebebiyle tam aksine mi bozulmalara açık hâle gelir?
– Toplumsal düzeyde yaygınlaşan şüpheci, nihilist ya da göreceli inanç tutumları, itikâdî bozulmanın belirtileri midir?
– İtikâd bozukluğu, bireyin etik ve ontolojik dünyasında ne tür dönüşümlere yol açar? Varlık bilinci ve sorumluluk anlayışı nasıl etkilenir?
Bu sorular, itikâd bozukluğu konusunu sadece bir ilahiyat alanı meselesi olarak değil, modern insanın değer, bilgi ve varlıkla ilişkisi çerçevesinde ele alınması gereken bir problem olarak ortaya koyar.
—
Sources:
[1]: “İtikat Nedir? – Genel | Kardeş Eli Derneği”
[2]: “Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi » Makale » İSLAM’DA …”
[3]: “Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi » Makale » İSLÂM İTİKADI …”
[4]: “İtikad bozukluğu nedir? – KizlarSoruyor”